İngilizce Kişi ve Nesne Zamirleri
İngilizcede “subject pronouns” öznelerin yerini tutan yapılardır yani Türkçedeki karşılığı “ kişi-şahıs zamirleri” dir.
Nesnelerin yerini tutan zamirler de “object pronouns” olarak isimlendirilir.
Kişi Zamirleri | | Fiil | | Nesne Zamirleri |
I | | see | | them. |
She | | knows | | me. |
We | | don't like | | it. |
|
Bunun yanında “object pronouns” yani nesne zamirleri
prepozisyonlarla birlikte de kullanılırlar:
- Do you live with them?
- Onlarla mı yaşıyorsun?
- Jenny works with him.
- Jenny onunla çalışıyor.
Kişi Zamirleri - Subject pronouns
I | | Ben |
You | | Sen |
He | | O - Erkekler için kullanılır |
She | | O - Kızlar için kullanılır |
It | | O - Cansız varlıklar için kullanılır. |
We | | Biz |
You | | Siz |
They | | Onlar |
|
Nesne Zamirleri - Object Pronouns
I | | Ben |
You | | Sana-seni |
Him | | Ona-onu - Erkekler için kullanılır |
Her | | Ona-onu - Kızlar için kullanılır |
It | | Ona-onu - Caznsız varlıklar için kullanılır. |
Us | | Bizi-Bize |
You | | Sizi-Size |
Them | | Onları-Onlara |
|
Örnek Cümleler ve Türkçeleri:
- Can you help us with these bags?
Bu çantaları taşımamızda bize yardım edermisiniz?
- We usually see them at the weekend.
Onları genelde hafta sonları görürüz.
- How did you teach him to read?
Ona okumayı nasıl öğrettin?
Dikkat edilirse 'kişi zamirleri - subject pronouns' öznelerin, yani eylemi gerçekleştirenlerin yerine kullanılır.
- I write to her once a month.
Ona ayda bir yazarım.
- He loved her very much but she didn't love he.
O onu (kızı) çok sevdi ama o (kız) onu sevmedi.
- Why did you ask them to come? I don't like them.
Neden onlardan gelip gelmeyeceklerini sordun? Onlardan hoşlanmıyorum.
- Please don't wait for us.
Lütfen bizim için beklemeyin.
- Did they tell her the news?
Ona olan biteni anlattılar mı ?
- Would you like to come with me?
Benimle gelmek istermisin ?
Aşağıdaki cümlelerde nesne zamirlerinin ne şekilde kullanıldığını inceleyim.
Nesne zamirlerinin neye karşılık geldikleri koyu harflerle yazıldı.
- I can't open this door. Could you open it for me, please?
Kapıyı açamadım. Benim için onu açarmısın lütfen?
- I can't do this homework. Can you help me?
Bu ev ödevini yapamam. Bana yardım edermisin?
- I asked you a question but you didn't answer me.
Sana bir soru sordum ama sen bana cevap vermedin.
- We're not ready. Please give us some more time.
Hazır değiliz. Lütfen bize biraz daha zaman verin.
- She speaks very quickly. I can't understand her.
Çok hızlı konuşuyor. Onu anlayamıyorum.
- I'm sorry about your birthday. I'm afraid I forgot about it.
Doğum gününden dolayı üzgünüm. Korkarım onu unuttum.
- Jill's a very nice woman. Do you know her?
Jill çok iyi bir kadın. Onu tanıyormusun?